Milli egemenlik öyle bir nurdur ki, onun karşısında zincirler erir, taç ve tahtlar batar, mahvolur. Milletlerin esirliği üzerine kurulmuş müesseseler her tarafta yıkılmaya mahkumdurlar. M.Kemal Atatürk
OKULUMUZ BEYAZ BAYRAKLA ÖDÜLLENDİRİLDİ....🤩👏🏻👏🏻🥳👍🏻🥰 Geleceğimizin teminatı çocuklarımızın daha sağlıklı ve güvenli ortamda eğitim almalarını sağlamak için, -Eğitim kurumlarının temizlik ve hijyen konusunda teşvik edilmesi, -Toplum sağlığının korunması ve geliştirilmesi, -Yaşam kalitesinin yükseltilmesi, -Yeterli eğitim almış sağlıklı nesiller yetiştirilmesi amacıyla Milli Eğitim ve Sağlık Bakanlığı arasında “BEYAZ BAYRAK” işbirliği protokolü yapılmıştır. Bu kapsamda yapılan çalışmalarla okullar her iki bakanlık tarafından denetlenmiş ve değerlendirilmiştir. Belirlenen kriterler ve çalışmalar doğrultusunda yeterli bulunan okulumuz “TEMİZLİK VE HİJYEN KURALLARINA UYGUN “ bulunarak , “BEYAZ BAYRAK” almaya hak kazanmıştır. Okulumuz Sağlık Bakanlığı ve Milli Eğitim Bakanlığınca sertifika ve plaketle ödüllendirilmiştir. 👏🏻👏🏻👏🏻👏🏻 GEMS DERSİ KONU BAŞLIKLARI YILLIK ve AYLIK PLANLAR (2014-2015) NİLGÜN BABAANNENİN MESAJI HER GÜNE YENİ OYUNLARIMIZ.. BİLTAN ANAOKULLARI İŞBİRLİĞİ ile YETİŞEN ÇOCUKLAR EĞİTİCİ YAZILAR

KİMDEN DOST OLMAZ ?

 Dostluk hakkında çok şey yazılıp çizilmiş, pek çok tarif ve tasvirler yapılmıştır. En sevdiklerimden birkaç tanesi:

—Dost, karşısına silahsız ve kalkansız çıkabildiğiniz insandır.
—Dost, kötü günde de arayandır.
—Dost, açıklarınızı bilmesine rağmen arkanızı dönebildiğinizdir.
—Dost, zamanın ve yaşanmışlıkların süzgecinden geçip sadakatini ispatlamış kişidir.
Bunun gibi pek çok şey yazılabilir tabii… Peki ama gerçek dost kimdir, kimden dost olmaz?..

 

Prof. Dr. M. Kerem Doksat
İ.Ü.Cerrahpaşa TF Psikiyatri AD 
Duygudurum Bozuklukları Birimi Başkanı

Rahmetli Âşık Veysel’in meşhur mısralarını hatırlatmak gerekirse:
Dost dost diye nicesine sarıldım
Beyhude yalvardım hey yar
Boşa yoruldum
Benim sadık yarim
Kara topraktır
Kara toprak
Ne bilge, ne vakur, ne gönül ehli ve mütevazı adamdı. Adam gibi adamdı.
Hiç unutmam, radyoda genç bir muhabir “Senin şiirlerinde ozanca bir şekilde akarsulardan nasıl elektrik elde edileceği bile var, ne diyorsun” diye küstahlık ötesi bir üslupla sual eylediğinde, “Benim içime öyle geliyor, söyleyiveriyorum, gerçeğini sizin gibi ilim irfan ehli bilir ancak” diyebilecek kadar kâmildi…


Şimdiki nesiller Hülya’yla kalkıp Kaya’yla yatmaktan, kim kiminle nerede şey etmişin peşinde koşmaktan başka şey düşünemez hale geldi, getirildi… Eminim ki, kaybedeli çok sene olmayan bu ermiş kişiyi bilen gençlerimiz pek azdır. Kültürümüzü, manevi değerlerimizi ve insanlığımızı son otuz senede nasıl da süratle yitirdik. Heyhat!
Artık eski dostluklar da kalmadı. Her şey vahşi kapitalizmin faydacılık ve menfaatperestliğine, yani maddiyata tahvil edildi. Artık sevgiliye “siz” diyenler, aşkını ifade edebilmek için beste yapanlar yok. Hatta, böyleleri ahmak ve salak yerine konup dalga geçilir oldu… Kullandığınız markayla, gittiğiniz mekânlarla, satın alma gücünüzle ölçülüyorsunuz; insaniyet öldü ama beşeri zafiyet kanser gibi bütün her tarafı istila etti!

Haydi, kimlerden dost (koca, karı, âşık da dahil) olur sualini; yani kamil, olgun ve oturmuş bir kişiliğin özellikleri nedir sorunsalını cevaplayalım:
Mizah kullanabilen ve bunu alaycılıkla karıştırmamayı başaran, 
Yeni durumlara ve fikirlere peşin hükümsüz yaklaşabilen ve tahammüllü olan, 
Konformist (baş eğici, biat edici) olmayan ama makul ve mantıklı eleştirileri kabullenebilen, 
Hiçbir fikrin veya inancın mutaassıbı yani yobazı olmayan ama kendi net tercihleri, inançları da bulunan, 
Nesne ilişkilerinde (arkadaşlıkta, sosyal ve ekonomik hayatta) sebatkar ve tutarlı olan, 
İçi kin, nefret ve öfke gibi yıkıcı duygularla dolu olmayan, 
Diğerkâm olan yani karşılık beklemeksizin iyi davranabilen, 
Kimseleri göklere çıkarmadığı gibi, kolay kolay da yerin dibine batırmayan, 
Sözüne güvenilir, ipiyle kuyuya inilebilir olan, 
Emanete ihanet etmeyen, 
Arkadaşının karısına, kızına veya kocasına, sevgilisine yan gözle dahi bakmayan, 
Tutamayacağı sözü vermeyen, verdiği sözü de tutan, 
Kendisine tanınan imkânları suistimal etmeksizin dürüstçe kullanan, 
Merhametli olan ama aşırı derecede de verici olmayan, 
İyilik yaparken bunu karşısındakinin gözüne sokmayan ve karşılığını beklemeyen, 
Sanat, edebiyat ve benzeri şeylerle kendini aşmaya gayret eden, 
Hal ve hareketlerinde ölçüyü aşırı bozmayan yani güvenilir olan, 
Gustosu, zevki olan ama şatafattan hoşlanmayan, 
Her şeyi yerine, zamanına ve yöntemine göre yapan, 
İçince sarhoş olsa bile dağıtmayan ve terbiyesizleşmeyen... insanlardan dost çıkar. Bunları bulmak pek zordur, buldunuz mu da asla bırakmamak, onlara layık olmak gerekir. Çünkü aynı çabayı ve incitmeme kaygısını onlar zaten herkes için taşırlar. Şimdi başa dönüp kimden dost veya arkadaş olmaz sualini de cevaplayalım:
Kadir bilmez olan, yapılan iyiliği cezasız bırakmayan, 
Fırtınalı ilişkiler yaşayan (karısına veya sevgilisine kötü davranan, döven, kocasına benzer şeyleri yapan, sürekli eş değiştiren), 
Sözünün eri olmayan, yalan söyleyen, 
Emniyeti suiistimal eden (mesela beş gün kalırım deyip beş haftada zor yolladığınız biri), 
Kendi menfaat ve ihtiyaçları için sizi kullanıp, işine yaramaz hale geldiğinizde üzerinize sifonu çekiveren ve bir de suçlayan, 
Tahammülsüz, münakaşa kaldıramayan, 
Emanete ihanet eden, 
Kendi vatanına, milletine ve çevresine karşı anlamsız kin ve nefret hisleri duyan, 
Yapmak için değil yıkmak için eleştiren, 
Gereksiz kabadayılık, “ben neymişim be ağabey” çıkışları yapan, 
Başta maddiyat olmak üzere, sizi sömüren ve buna izin vermediğinizde ortadan kaybolan,

Ve… bilge kişilik kriterlerinin tam tersi tutum ve davranışlar sergileyen insanlardan ancak ahbap çıkar, dost olunmaz. Siz siz olun dostlarınızın kıymetini bilin ve hatalı, yanlış, patolojik kişilere beyhude duygusal yatırım yapmayın.  Yapmayın ki sonra üzülmeyesiniz.
Dostluk dolu günler dileğiyle…