Milli egemenlik öyle bir nurdur ki, onun karşısında zincirler erir, taç ve tahtlar batar, mahvolur. Milletlerin esirliği üzerine kurulmuş müesseseler her tarafta yıkılmaya mahkumdurlar. M.Kemal Atatürk
OKULUMUZ BEYAZ BAYRAKLA ÖDÜLLENDİRİLDİ....🤩👏🏻👏🏻🥳👍🏻🥰 Geleceğimizin teminatı çocuklarımızın daha sağlıklı ve güvenli ortamda eğitim almalarını sağlamak için, -Eğitim kurumlarının temizlik ve hijyen konusunda teşvik edilmesi, -Toplum sağlığının korunması ve geliştirilmesi, -Yaşam kalitesinin yükseltilmesi, -Yeterli eğitim almış sağlıklı nesiller yetiştirilmesi amacıyla Milli Eğitim ve Sağlık Bakanlığı arasında “BEYAZ BAYRAK” işbirliği protokolü yapılmıştır. Bu kapsamda yapılan çalışmalarla okullar her iki bakanlık tarafından denetlenmiş ve değerlendirilmiştir. Belirlenen kriterler ve çalışmalar doğrultusunda yeterli bulunan okulumuz “TEMİZLİK VE HİJYEN KURALLARINA UYGUN “ bulunarak , “BEYAZ BAYRAK” almaya hak kazanmıştır. Okulumuz Sağlık Bakanlığı ve Milli Eğitim Bakanlığınca sertifika ve plaketle ödüllendirilmiştir. 👏🏻👏🏻👏🏻👏🏻 GEMS DERSİ KONU BAŞLIKLARI YILLIK ve AYLIK PLANLAR (2014-2015) NİLGÜN BABAANNENİN MESAJI HER GÜNE YENİ OYUNLARIMIZ.. BİLTAN ANAOKULLARI İŞBİRLİĞİ ile YETİŞEN ÇOCUKLAR EĞİTİCİ YAZILAR

KENDİNİZİ DEĞİL ÇOCUĞUNUZU DİNLEYİN.

 Kendinden emin, mutlu bireyler ve toplumlar yetişmesi için çocuğunuzun yeteneklerini eğitici öğretmen ve veli dayanışması çerçevesinde yönlendirin.

Derya AKGÜN
Anaokulu Öğretmeni
 Ebeveynlerin “ben zamanında yapamadım, çocuğum yapsın” gibi hatalı yaklaşımı çocuğun sosyalleşmesini engeller. Ebeveynler; çocuğunuzun mutluluğu için onunla iyi bir diyalog kurun, isteklerine kulak verin...

İnsan yaşamının en önemli evresi 0-6 yaş dönemidir. Bebek dünyaya geldiğinde boş bir kutu ya da yoğrulmamış hamur gibidir. Hamuru yoğurduktan sonra ona şekil vermek gerekir. Çocuğun kendisine, ailesi ve yaşadığı topluma faydalı olabilmesinde aile içi ve okul ortamında verilen eğitimin rolü büyüktür. Çocuk için eğitim programı hazırlanırken öncelikle bireysel farklılıkları, yaşının özellikleri, ihtiyaçları, yetenekleri göz önünde bulundurulmalı ve bunlar aşama aşama hayata geçirilmelidir. Temel eğitim olan okul öncesi evrede, çocuğun özgüveni ve özsaygısı kazandırıldıktan sonra kendisinde var olan eğilim ve yetenekler yavaş yavaş ortaya çıkarılmalıdır. ‘Ne verilebilir, nelerden uzak durulabilir’ sorularının cevabı çocuktan alınan tepkiler doğrultusunda şekillenir. Çocuk sosyal bir varlıktır. Yaşadığı toplumda yer alabilmesi için gelişimleri takip eden, yeniliklere açık bir yapıda olmalıdır. Okul ortamındaki çocuğu daha iyi tanımak için kendisine bazı fırsatlar sunularak iç dünyasındaki gelişmeleri dışa yansıtması kolaylaştırılabilir. Bunu sağlamak için de bale, folklor, İngilizce, tiyatro, bilgisayar, satranç, yüzme, müzik eğitimi gibi sosyal aktivitelerden yararlanılır. Burada dikkat edilecek nokta, aile bireylerinin isteklerinin, çocuğun gelişimine katkı sağlayacak ve tamamıyla onu yansıtacak aktivitelerin önüne geçmemesidir. Ebeveynlerin en büyük hatası “ben zamanında yapamadım, çocuğum yapsın” yaklaşımıdır. Çocuğun ilgi alanı ve ihtiyacı dışında hareket eden ebeveynler, onun sosyalleşmesini engellemiş, gelişimini sınırlamış olurlar. Çünkü bireyin kendi sevdiği ve yapmayı planladığı sosyal aktiviteler, çocuğun deşarj olarak hoş vakit geçirmesini engeller. Sadece günün modasını takip edip yaşanılan çevreye uyum sağlamak amacıyla çocuğun fikrinin önemsenmemesi bir hatadır. O zaman amaçsız ve önemsenmediğini düşünen bir çocuk sahibi olursunuz. Öncelikle onunla iyi bir diyalog kurup isteklerini göz önünde bulundurun.

 Çocuğunuz eğer:
- Baleyi tercih ederse, esnek bir vücut ve zarif bir görünüş içinde dans edeceğini,
-Folkloru seçerse, kendi kültürünü tanımayı, grup içinde hareket etmeyi, ritmik olabilmeyi, 
-Tiyatroyla ilgilenirse, düzgün bir diksiyona sahip olup, duygularını hem sözel hem de beden diliyle anlatmayı, topluluk karşısında nasıl davranması gerektiğini,
-Satrancı tercih ederse hayatın içinde devamlı stratejik olması gerektiğini, bakmanın yeterli olmadığını görmenin önemini,
-Bilgisayar kullanımını ilerletirse teknolojik gelişmenin hayatını ne kadar kolaylaştıracağını,
-Sportif aktiviteleri tercih ederse kazanacağı beden sağlığı ve çevikliğin önemini kendisine anlatın. Ve kararı hangi yönde olursa olsun, her aşamasında onun arkasında olduğunuzu hissettirin.
Böylelikle kendinden emin, mutlu bireyler ve toplumlar yetişmesine katkıda bulunmuş olursunuz.Kendinden emin, mutlu bireyler ve toplumlar yetişmesi için çocuğunuzun yeteneklerini eğitici öğretmen ve veli dayanışması çerçevesinde yönlendirin.

Derya AKGÜN
Anaokulu Öğretmeni
 Ebeveynlerin “ben zamanında yapamadım, çocuğum yapsın” gibi hatalı yaklaşımı çocuğun sosyalleşmesini engeller. Ebeveynler; çocuğunuzun mutluluğu için onunla iyi bir diyalog kurun, isteklerine kulak verin...

İnsan yaşamının en önemli evresi 0-6 yaş dönemidir. Bebek dünyaya geldiğinde boş bir kutu ya da yoğrulmamış hamur gibidir. Hamuru yoğurduktan sonra ona şekil vermek gerekir. Çocuğun kendisine, ailesi ve yaşadığı topluma faydalı olabilmesinde aile içi ve okul ortamında verilen eğitimin rolü büyüktür. Çocuk için eğitim programı hazırlanırken öncelikle bireysel farklılıkları, yaşının özellikleri, ihtiyaçları, yetenekleri göz önünde bulundurulmalı ve bunlar aşama aşama hayata geçirilmelidir. Temel eğitim olan okul öncesi evrede, çocuğun özgüveni ve özsaygısı kazandırıldıktan sonra kendisinde var olan eğilim ve yetenekler yavaş yavaş ortaya çıkarılmalıdır. ‘Ne verilebilir, nelerden uzak durulabilir’ sorularının cevabı çocuktan alınan tepkiler doğrultusunda şekillenir. Çocuk sosyal bir varlıktır. Yaşadığı toplumda yer alabilmesi için gelişimleri takip eden, yeniliklere açık bir yapıda olmalıdır. Okul ortamındaki çocuğu daha iyi tanımak için kendisine bazı fırsatlar sunularak iç dünyasındaki gelişmeleri dışa yansıtması kolaylaştırılabilir. Bunu sağlamak için de bale, folklor, İngilizce, tiyatro, bilgisayar, satranç, yüzme, müzik eğitimi gibi sosyal aktivitelerden yararlanılır. Burada dikkat edilecek nokta, aile bireylerinin isteklerinin, çocuğun gelişimine katkı sağlayacak ve tamamıyla onu yansıtacak aktivitelerin önüne geçmemesidir. Ebeveynlerin en büyük hatası “ben zamanında yapamadım, çocuğum yapsın” yaklaşımıdır. Çocuğun ilgi alanı ve ihtiyacı dışında hareket eden ebeveynler, onun sosyalleşmesini engellemiş, gelişimini sınırlamış olurlar. Çünkü bireyin kendi sevdiği ve yapmayı planladığı sosyal aktiviteler, çocuğun deşarj olarak hoş vakit geçirmesini engeller. Sadece günün modasını takip edip yaşanılan çevreye uyum sağlamak amacıyla çocuğun fikrinin önemsenmemesi bir hatadır. O zaman amaçsız ve önemsenmediğini düşünen bir çocuk sahibi olursunuz. Öncelikle onunla iyi bir diyalog kurup isteklerini göz önünde bulundurun.

 Çocuğunuz eğer:
- Baleyi tercih ederse, esnek bir vücut ve zarif bir görünüş içinde dans edeceğini,
-Folkloru seçerse, kendi kültürünü tanımayı, grup içinde hareket etmeyi, ritmik olabilmeyi, 
-Tiyatroyla ilgilenirse, düzgün bir diksiyona sahip olup, duygularını hem sözel hem de beden diliyle anlatmayı, topluluk karşısında nasıl davranması gerektiğini,
-Satrancı tercih ederse hayatın içinde devamlı stratejik olması gerektiğini, bakmanın yeterli olmadığını görmenin önemini,
-Bilgisayar kullanımını ilerletirse teknolojik gelişmenin hayatını ne kadar kolaylaştıracağını,
-Sportif aktiviteleri tercih ederse kazanacağı beden sağlığı ve çevikliğin önemini kendisine anlatın. Ve kararı hangi yönde olursa olsun, her aşamasında onun arkasında olduğunuzu hissettirin.
Böylelikle kendinden emin, mutlu bireyler ve toplumlar yetişmesine katkıda bulunmuş olursunuz.