Asıl önemli olan ve memleketi temelinden yıkan, halkını esir eden, içerdeki cephenin suskunluğudur. M.Kemal Atatürk
OKULUMUZ BEYAZ BAYRAKLA ÖDÜLLENDİRİLDİ....🤩👏🏻👏🏻🥳👍🏻🥰 Geleceğimizin teminatı çocuklarımızın daha sağlıklı ve güvenli ortamda eğitim almalarını sağlamak için, -Eğitim kurumlarının temizlik ve hijyen konusunda teşvik edilmesi, -Toplum sağlığının korunması ve geliştirilmesi, -Yaşam kalitesinin yükseltilmesi, -Yeterli eğitim almış sağlıklı nesiller yetiştirilmesi amacıyla Milli Eğitim ve Sağlık Bakanlığı arasında “BEYAZ BAYRAK” işbirliği protokolü yapılmıştır. Bu kapsamda yapılan çalışmalarla okullar her iki bakanlık tarafından denetlenmiş ve değerlendirilmiştir. Belirlenen kriterler ve çalışmalar doğrultusunda yeterli bulunan okulumuz “TEMİZLİK VE HİJYEN KURALLARINA UYGUN “ bulunarak , “BEYAZ BAYRAK” almaya hak kazanmıştır. Okulumuz Sağlık Bakanlığı ve Milli Eğitim Bakanlığınca sertifika ve plaketle ödüllendirilmiştir. 👏🏻👏🏻👏🏻👏🏻 GEMS DERSİ KONU BAŞLIKLARI YILLIK ve AYLIK PLANLAR (2014-2015) NİLGÜN BABAANNENİN MESAJI HER GÜNE YENİ OYUNLARIMIZ.. BİLTAN ANAOKULLARI İŞBİRLİĞİ ile YETİŞEN ÇOCUKLAR EĞİTİCİ YAZILAR

HİPERAKTİVİTE ÇOCUKLARIN YUVAYI SEVMESİ İÇİN ALTIN ÖĞÜTLER.

 Çocuğunuz hiperaktif ise ve ‘karnım veya başım ağrıyor’ bahaneleriyle yuvaya gitmek istemiyorsa ebeveynler dikkat: gerçeklerle yüzleşme ve sorunlarla savaşma zamanı geldi. Bu mücadeleden galip çıkmak istiyorsanız, işte size ALTIN ÖĞÜTLER...

Hiperaktif çocuklar yuvaya gitmemekte ısrarcı olabilir. Önce “karnım ağrıyor” diyerek aileyi bir süre idare eder, ardından “başım ağrıyor” şikâyeti gelir, son aşama ise “midem bulanıyordur!”. Aileler çocuklarının bu şikâyetleri karşısında paniğe kapılır. Aslında burada ebeveynlerin gözden kaçırdıkları önemli nokta; çocuğun kendileri ile ilgili sıkıntılarını dile getirmeye başladığıdır.
Aile içi kavgaya dikkat!
Çocuk yuvada diğer çocukların üstüne, orta yere veya servisin içine kusabilir. Eğer kusma başlamışsa bu üçüncü aşamaya gelinmiş anlamına gelmektedir. Yani çocuk son ve en etkili silahını kuşanmıştır. Bazen aileler çocuğa mide rahatsızlıklarıyla ilgili pek çok tetkik yaptırma yoluna gidebilir.
Yuvaya gitmek istememenin bir başka tepkisi de çiş veya kaka kaçırma yolunu seçmektir. Bu da yine üçüncü aşamada kullanılacak bir silahtır. Bu durum aileleri oldukça zora sokmaktadır. Bazen ailede anne işe başlamayı düşündüğü için çocuğun yuvaya başlaması mutlaka gereklidir. Bu durumda geri dönüş olmayacağından dolayı anne çalışmaya başladığında vicdan azabı duyarak kendisini kötü hissedecektir. Bazı durumlarda kendisinin çalışmasına ihtiyaç duyulduğu için eşine kızabilmekte ve onu suçlayabilmektedir. 
Kaybetme korkusu…
Çocuğun yuvaya gitmeyi reddetme davranışının nedenine dikkat edilmelidir. Örneğin çocuk bir korku geliştirmiş olabilir. Bu korku okuldan sonra evine dönerken kaybolacağı, evinin yolunu bulamayacağı şeklinde olduğu gibi, bazen de annesi, babası veya evde yaşayan bir büyüğün sağlığı ile ilgili olabilir. 
Bazen de evinin veya aile büyüklerinin en cici çocuğu yuvada pek çok cici çocuk ile birliktedir. Kendisi evde gördüğü ilgiyi yuva ortamından da bekliyor olabilir. Yuvada kendisine en cici sensin mesajı verilmelidir. Buraya kadar olan durumlar her çocuğun göstereceği tepkilerdir. 
Hayaller uçlarda gezer
Hiperaktif çocuklar da bu tepkileri gösterebilir ya da bu tepkiler onlarda daha yoğun yaşanabilir. Çünkü hiperaktif çocuğun hayal gücü çok geniş ve zengin olduğu için, olabilecek şeylerin en uç noktalarını hayal edebilecektir. Bu uç noktaların içinde çoğunlukla en olumsuz durumlarda yer almaktadır. 
Hiperaktif çocukların yuvaya uyumlarındaki bir diğer zorluk ise verdikleri tepkilerde daha ısrarcı olmalarıdır. İstedikleri şeyler olmadığında çok yoğun tepkiler gösterebilirler. Bu veya buna benzer durumların çözümlenmesinde onlar çok hızlı bir şekilde değişerek olumlu bir gelişim sergileyebilirler. Özellikle bu olumsuz tepkiler ortaya çıktığında tutarlı bir tarz izlenmelidir. Öncelikle yuva ile aile aynı tutumu sergilemelidirler.
Mutluluğa giden yolda altın öğütler
1) Birbirleriyle tutarlı olmalıdırlar.
2) Çocuğun yuvada uyumunu sağlayabilmek için biraz daha fazla ilgi ve hoşgörü gösterilmelidir.
3) Çocuğa değişik hikayeler anlatılarak duygularına hak verildiği vurgulanmalıdır. Örneğin anne veya baba ya da öğretmeni; kendi çocukluğunda aynı onun gibi korkular, kaygılar yaşadığını ve bunlardan nasıl kurtulduğunu anlatabilir. Ya da böyle durumları onun için bir hikaye haline getirip, “Sevimli bir çocuğun başından şöyle bir olay geçmiş. Bu olay bak şöyle gelişmiş, bu öyküdeki çocuğun korkuları da aynı seninkilere benziyor” diye anlatabilir. Bu tür hikayeler onu rahatlatacak ve mutlu edecektir.
4) Kendi korkuları ile ilgili anlattığı şeyler “böyle şey olmaz” denmeden sabırla dinlenmelidir. 
5) Arkadaşlarından da onun için destek alınabilir. Arkadaşlarının onu aramaları, sormaları bu konuda işe yarayabilir.
6) Yuvada kalma süresi yavaş yavaş artırılabilir. 
7) Ona kendisi için zor olan bu işi yapabildiği için minik ama düzenli olarak ödüller verilmelidir. Ödüller günlük olmalı ve 1-1,5 ay devam etmelidir. Bu armağanlar onun sevdiği minik şeyler olmalıdır. 
8) Asıl olay bu ödüllerin verilmesi değil çocuğun bunları ne için aldığının vurgulanmasıdır. 
9) Hiperaktif çocuğun motive edilmesi, övülmesi, beğenildiğinin, sevildiğinin yüksek tonda vurgulanması çok önemlidir. Böyle durumlarda övgüler abartılı olmalı ama yalan söylenmemelidir. 
10) Hiperaktif çocukların yaptıkları iyi güzel şeylerin vurgulanması gerekmektedir.
11) Hiperaktif çocukların yaptıkları iyi, güzel, doğru hareketleri öncelikle gördüğünüzü, fark ettiğinizi, beğendiğinizi ve bu hareketlerin devamını istediğinizi açık ve net olarak ona anlatmalısınız.
12) Sonuç olarak güzel söz ve övgüler bizi başarıya götürebilir.